http://www.pau.edu.tr/tripolis/
Antik Kentte kazı ve restorasyon çalışmaları Pamukkale Üniversitesinden Doç. Dr. Bahadır DUMAN tarafından yapılmaktadır.
KENTİN COĞRAFİ KONUMU
Büyük Menderes Nehri’nin kenarındaki Tripolis Antik Kenti verimli Lykos/ Çürüksu Ovası’nın kuzey doğusunda bugünkü Denizli İli, Buldan İlçesi, Yenicekent Mahallesi sınırları içerisinde yaklaşık 3km2 lik bir alana yayılmaktadır. Kentin konumu ile ilgili en erken bilgileri antik dönemin tarihçileri ve coğrafyacıları verir. Kentin konumlandığı bölgenin antik dönemde Lydia sınırları içerisinde yer aldığını işaret eden ilk bilgi Herodotos tarafından verilmiştir. Farklı bir görüş olarak Tripolis’in Karia sınırları içerisinde yer aldığını bildiren antik yazarlar da bulunur. Kent Sbyla metinlerinde Maiandros (Menderes) yanındaki Tripolis olarak geçer.
KENTİN TARİHÇESİ
Tripolis'in bir kent olarak geçmişi Helenistik Dönem'e dayandırılsa da, kentin doğu ve güneydoğusunda yer alan Hamambükü ve Yenice Höyük’te gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında elde edilen arkeolojik materyal kentin konumlandığı alandaki yerleşim izlerinin Geç Neolitik- Erken Kalkolitik Dönem’e (MÖ 5500) dayandığını kanıtlamaktadır. Son yerleşim izlerinin ise MS 13. yy a ait olduğu Tripolis’te antik döneme ait kalıntılar yaklaşık 281 hektarlık alana yayılmaktadır.
Helenistik Dönem’de ilk kez Apollonia ismi ile kurulan kent kısa süreli olarak Triumvir Marcus Antonius’un MÖ 41’de Küçük Asya’ya yaptığı ziyaret esnasında Antoniopolis olarak adlandırılmıştır. İmparator Augustus Dönemi’nden itibaren ise kentin ismi üç küçük topluluğun ya da yerleşimin oluşturduğu (synoikismos) bir kent/polis anlamına gelen Tripolis olarak son kez değiştirilir. Lydia Bölgesi’nin sınır kentlerinden biri olan Tripolis’in stratejik ve jeopolitik anlamda oldukça önemli bir noktada konumlandığını gösteren en önemli veri, ticaret yollarının geçiş güzergahında yer almasından kaynaklanmaktadır. Smyrna, Pergamon ve Ephesos gibi antik çağın önemli kentlerinden başlayan ticaret yolları Tripolis’te birleşir ve Hierapolis, Laodikeia üzerinden geçerek Anadolu’nun doğu ve güney bölgelerine ulaşır.
Kent en ihtişamlı çağını Roma Dönemi'nde yaşamıştır. MS 1. yy da yaklaşık 60x45 m. ölçülerindeki adaların/insula etrafını çeviren cadde/plateia ve sokaklardan/stenopos meydana gelen ızgara tipinde bir plana sahiptir. Tripolis'te gerçekleştirilen çalışmalarla tespit edilen Tiyatro, Stadium, Hamam- Gymnasium, Nymphaeum, Agora gibi kamu binalarının yanı sıra sivil mimariye ait yapı tipleri; Antik Çağ insanlarının doğa, çevre, doğal kaynaklar, şehir planlaması, estetik ve mimari ile ilişkisini, günümüz insanlarının çıplak gözle algılamasını sağlayan önemli bilgiler sunmaktadır.
KENTİN YAPILARI
AGORA
Kent merkezine, Roma Dönemi’nde kuzey güney yönlü dikdörtgen planlı olarak inşa edilen Agora; MS 4. yy. sonu- MS 5.yy. başlarında yapılan yeni düzenlemelerle kullanılmaya devam etmiştir. Agora’nın güneyinde Sütunlu Cadde, doğu bitişiğinde, Hierapolis Caddesi, batısında ise Bouleuterion yer almaktadır.
KUTSAL ALAN / DEVLET AGORASI
Kent merkezinde inşa edilmiş kamusal alanların içerisinde konumu bakımından ve mimari öğelerinin in-situ olarak açığa çıkartılması nedeniyle en önemli yapılardan biridir. Yapının güney bitişiğinde kent meclisi ve agora yer alırken, doğusunu M.S.3. yy. da inşa edilmiş olan ve heykellerle hareketlendirilmiş anıtsal bir çeşme sınırlar. Kuzeybatısında ise MS 2. yy. da yapılmış hamam, tiyatro gibi sosyal yaşama hizmet eden görkemli yapılar yer alır. Devlet Agorası, batı- kuzey ve doğusunda bulunan sütunlu galerileriyle birlikte yaklaşık 2000 yıl boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Devlet Agorası, 40 x 80 m. ebatlarında iki insulaya doğu batı doğrultulu yerleştirilmiş, dikdörtgen planlı, ortada geniş bir avlusu olan ve sütunlu galerilerle çevrilmiş şekilde MS 2. yy. da inşa edilmiştir. İnşası her ne kadar Erken Roma Dönemi’ne dayansa da MS 494 depreminden sonra oluşan tahribatların giderilmesi amacıyla tekrar imar edilerek yenilenmiştir. Yapıyı çevreleyen ve sütunlu galerileri oluşturan sütun dizileri; 24 yivli, 2 tamburdan oluşan, attik- ion tipinde ion sütun kaidelerine sahip ion düzenindedir. 2016 yılı çalışmalarıyla yapının; Kuzey, Güney, Batı ve Doğu Portiklerinin kazı çalışmalarının büyük bir kısmı tamamlanmıştır.
Yapının güney portiği; Agora Kuzey Portiği’nin batı ucunda, Bouleuterion’un kuzeybatı köşesi dış duvarından doğuya doğru devam eder. Yapının güneybatı köşesinde ki kazı çalışmaları portik üzerine geç dönemde inşa edilmiş ‘L’ formu işlikte sürdürülmüştür. Bu çalışmalar ile işliğin tamamı görünür duruma getirilmiş ve Bouleuterion’un kuzeybatı köşesinden kuzeye doğru devam eden Devlet Agorası / Kutsal Alan Batı Portik batı duvar hattı, Batı Portik ile beraber açığa çıkartılmıştır.
Batı Portiği, Bouleuterion’nun kuzey duvarının dış yüzüne yaslandırılarak, kuzeybatı köşesinden başlar ve yapının kuzey duvarına kadar 50 m. devam eder. Bouleuterion’un kuzeybatı dış duvarı bitişiğinde kuzeye doğru devam eden batı duvarı 80 ile 85 cm. aralığında değişen kalınlığa sahiptir. Duvarın portik iç yüz diplerinde mermer plaka parçalarının bulunması, in-situ halde profilli mermer süpürgelik parçalarının olması ve duvar yüzeyinde harç kalıntılarının görülebilmesi nedeniyle duvarın ilk yapım evresinde mermer plakalarla kaplanmış olduğunu göstermektedir. MS 2. yy. da inşa edilen düzgün kesilmiş, dörtgen traverten taşlarla yapılmış batı portiğin arka duvarını oluşturan düzenli duvar örgüsü üzerine, daha kaba taşlarla yapılan MS 5. yy duvar örgüsü eklenerek yüksekliği 5 m. ye çıkartılmıştır. Ayrıca Devlet Agorası / Kutsal Alan Batı Portiği zemini üzerinde Geç Antik Dönem kullanımlarıyla ilgili atık su kanalı ve pişmiş toprak künk hatları tespit edilmiştir.
HİERAPOLİS CADDESİ
Doğu-batı yönlü Sütunlu Cadde'yi, kuzey-güney yönünde dik kesen Hierapolis Caddesi, Sütunlu Cadde ile birlikte Erken Roma Dönemi'nde yapılmıştır. Kentin ana caddelerinden olup kent planlamacılığına uyarak inşa edilmiştir. Cadde üzerinde 8 traverten ayak bulunmaktadır. 4 Ayak, Hierapolis Caddesi ile Sütunlu Cadde’nin kesiştiği alana Roma Dönemi’nde inşa edilerek kent merkezine anıtsal bir giriş kazandırılmıştır. Diğer 4 ayak ise Podyumlu Yapı ve Latrina arasında kalan bölümdedir.
HİERAPOLİS CADDESİ DOĞU PORTİĞİ
Tripolis Antik Kenti merkezinde ana caddelerden biri olan Hierapolis Caddesi’nin doğusunda kuzey- güney yönlü uzanan Hierapolis Caddesi Doğu Portiği, Hierapolis Caddesi ile birlikte planlanarak inşa edilmiştir.
1- SÜTUNLU CADDE:
27 m. uzunluğundaki bölümü birinci ve ikinci kazı döneminde yapılan kazı çalışmalarıyla açığa çıkartılan doğu-batı yönlü Sütunlu Cadde’nin ortasındaki 2.20 m. yüksekliğinde, 4.80 m. genişliğinde ve 12.70 m. uzunluğundaki dolgu toprak, kazılmış ve büyük boyutlu traverten kesme bloklardan oluşan zemin açığa çıkarılmıştır.
BOULEUTERION (MECLİS BİNASI)
Kent merkezine yakın bir alana inşa edilen yapı, kesme traverten bloklardan oluşmaktadır. 44 x 64 m. ölçülerinde olan yapının dış duvarlarının bir kısmı toprak üzerinde görülebilmektedir. Topografyaya uygun olarak yerleştirilmiş olan yapı, Bouleuterion(?)’dur.
GRANARIUM
Kemerli Yapı’nın kuzey bitişiğinde yer alan ve kuzey-güney yönlü uzanan Granarium, kentin tahıl ambarı/deposu olarak kullanılmış olmalıdır. 41.30x4.50 m. ile 41.60x4.30 m. iç ölçülerine sahip ve birbirine bitişik 2 uzun koridordan oluşmaktadır.
BÜYÜK HAMAM
Kentin batı girişinde bulunur. Bölgede benzerlerine Laodikeia ve Hierapolis'de de rastlanan sıralı tipteki Büyük Hamam; Frigidarium (Soğukluk), Tepidarium (Ilıklık) ve Caldarium (Sıcaklık) bölümlerinden oluşmaktadır. Hamamın kuzeyinde sınırları kısmen belli olan alan Gymnasium yapısı olmalıdır. Kesme traverten bloklardan yapılan hamam binası kentte kalıntıları nispeten günümüze kadar gelebilmiş yapılar arasındadır. M.S. 2. yy. da inşa edilmiştir.
TİYATRO HAMAMI
Kentteki ikinci hamam, Tiyatro’nun güney doğusunda yer almaktadır. Güney ve batı duvarları ayakta kalabilen hamamın güney batı köşesinde külhan bölümüne ait kemer ve Caldarium (Sıcaklık) bölümüne ait havuz görülebilmektedir. Kuzey- güney yönlü uzanan sıralı tipteki hamamda güneyden kuzeye doğru Caldarium (Sıcaklık), Tepidarium (Ilıklık) ve Frigidarium (Soğukluk) bölümleri bulunmaktadır. Traverten bloklardan yapılan hamam M.S. 2. yy. da inşa edilmiştir.
KEMERLİ YAPI
Erken Bizans Kilisesi 4 ve doğu bitişiğindeki tabernaların kuzeyine inşa edilen Kemerli Yapı, doğu-batı yönlü uzanmakta olup, dikdörtgen bir forma sahiptir. Geç Hellenistik- Erken Roma Dönemi’nde inşa edilen, ancak M.S. 4. yy.da ikinci bir kullanım evresi bulunan Kemerli Yapı’nın iç ölçüleri, kuzey-güney yönünde 10.60 m. iken, doğu-batı yönünde mevcut uzunluğu 36.35 m.dir. Yapı, bir ayakları yapının ortasındaki sütunlara ve diğer ayakları kuzey ve güney duvarlara basan iki kemerden oluşan toplam 15 kemer dizisi ve kemerlerin üzerinde de büyük kesme taşlardan yapılmış tavan bloklarından oluşmaktadır. Söz konusu yapı elemanlarından 14 adet sütun, 20 kemer ve 88 çatı bloğu günümüze kadar korunagelmiştir.
Kentin yüksek bir tepe eteğinde kurulması nedeniyle, toprak erozyonundan en fazla etkilenen binaların başında gelen Kemerli Yapı’nın tamamı toprak altında kalmıştır. 2. dönem kazılarında (2007-2008-2009) ilk kez kazısı yapılan yapının, çatı bloklarının küçük bir kısmı, bir kemeri ve bir de taşıyıcı sütunu açığa çıkarılmıştır. Ancak geçen süreç içerisinde açılan alanların bir kısmı tekrar doğal yollarla kapanmıştır. 2013 kazı sezonunda yapının tamamı açılarak restorasyon ve konservasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Kentin merkezindeki yapının, döneminde ticari ve sosyal hayatın merkezi olduğu düşünülmektedir. Şimdilik kazısı yapılmış alanlar dikkate alındığında, batısındaki portikten (Sütunlu Galeri) ve güneyindeki tabernalardan yapıya girişler bulunmaktadır.
Yapının kuzey yarısında yapılan çalışmalarda elde edilen arkeolojik veriler, yapının kuzey yarısının metal, kemik ve seramik üretimiyle ilgili işlik ya da üretim yapılan atölyelerin bulunduğu bir alan olarak kullanılmış olduğunu gösterirken, güney yarısında elde edilen veriler, kuzey yarısında işlenen ya da üretilen eserlerin satıldığı alan olarak kullanıldığını göstermektedir. Bu durum Kemerli Yapı’nın üretim ve ticaretin gerçekleştirildiği agora olarak kullanıldığına işaret etmektedir.
ERKEN BİZANS KİLİSESİ
Kentin ana caddelerinden olan Sütunlu Cadde ve Erken Bizans Sur Duvarı’nın kuzeyinde ve Kemerli Yapı’nın da güney bitişiğinde bulunmaktadır. Hierapolis Caddesi üzerine inşa edilmiştir. Yapının, batıdaki narteks bölümünden sonra naos ve sonrasında doğuya bakan bir apsis bölümü gelmektedir. Apsis duvarının önünde de synthronon bölümünün bir kısmı günümüze kadar korunagelmiştir. İlk inşası M.S. 5. ve 6. yy.a ait olan yapı, çeşitli düzenlemelerle M.S. 10. yy.a kadar kullanılmıştır.
ANITSAL ÇEŞME
Kent merkezinde Roma İmparatorluk Dönemi’nde inşa edilmiş kamu yapıları arasında yer alan Anıtsal Çeşme (Nymphaeum), kuzey güney yönünde uzanan Hierapolis Caddesi’nin batı bitişiğinde, Devlet Agorası/ Kutsal Alanı’nın doğu bitişiğinde MS 2. yy. başlarına tarihlendirilen kanatlı uzunlamasına ‘U’ planlı olarak üç katlı inşa edilmiştir. Çeşmenin cephe süslemesi Korinth, Kompozit ve İon sütun başlıklı düzenin bir arada kullanıldığı plandan oluşmaktadır. Doğu cephesinde yer alan ön tarafındaki basamaklar ve yüksek bir podyum üzerinde yükselen bu yapıya taşınan su kentin kuzey yamaçlarından gelir. Anıtsal Çeşme’nin kuzey- güney yönlü batı duvarı dıştan dışa 32 m. uzunluğunda, kuzey kısa kanadı 8.66 m., güney kısa kanadı 7.50 m. uzunluğa sahiptir. Çeşmenin beden duvar kalınlıkları 1.50 ile 1.65 m. arasında farklı ölçülere sahiptir.
Anıtsal Çeşme'nin cephesini hareketlendirmek amacıyla kuzey güney uzantılı uzun kenarı ve doğu batı uzantılı iki kısa kanadı üzerinde yarım daire ve kare formlu nişler içerisine çeşitli tanrı ve tanrıçaların yanı sıra bazı ölümlülerin heykelleri yerleştirilmiştir. Çeşmenin ön cephesinde dikdörtgen planlı havuz bulunur. Havuzun önünde dairesel formlu havuzcuk (labrum) yer almaktadır.
PODYUMLU YAPI
Tripolis Antik Kenti merkezinde yer alan yapı; Hierapolis Caddesi sur duvarından kuzeye doğru 59 ile 74 m. arasında yer alır. Yapı; Hierapolis Caddesi Doğu Portiği ve Tonozlu Yapı’yı kapsayacak şekilde doğu batı yönlü içten içe 19.50 metre, kuzey güney yönlü 19.55 metre ölçülerindedir. Çay taşları, traverten ve mermer parçaları, moloz taşlar ile örülmüş 185 cm.’lik yüksek bir podyum üzerine dikdörtgen planlı olarak M.S. 4 yy.’da inşa edilmiştir.
Yapının podyumu; orta ölçekli çay ve moloz taşlarla, mermer ve traverten parçalarıyla, pişmiş topraktan yapılmış taban tuğlalılarıyla, kesme traverten ve mermer blok parçalarıyla kireç harçla örülerek yükseltilmiş ve yapının ana unsurları bu podyum üzerine yapılmıştır.Yapının güney duvarı tonozlu bir yapının kuzey duvarına yaslandırılmıştır. Yapıyı doğuda sınırlandıran duvar yan yana bitişik şekilde inşa edilmiş tahıl ambarının batı duvarıyla kuzeye doğru devam etmektedir. Yapının batı yüzü ise Hierapolis Caddesine açılmaktadır.
ROMA DÖNEMİ TABERNALARI (DÜKKÂN)
Erken Bizans Kilisesi 4’ün doğu bitişiğinde, Sütunlu Cadde ile Kemerli Yapı arasında bulunan ve cadde boyunca devam eden tabernalardan 3 tanesi kazılarak açığa çıkarılmıştır. 12x7 m. lik alanı kaplayan tabernaların çatı yüksekliği 4.85 m. dir. Taş malzeme üzerine kerpiç kullanılarak yapılan duvarların üzerinde panolara ayrılarak yapılmış renkli freskler yer almaktadır. Söz konusu fresklerin korunabilmesi için yapının üzeri taşınabilir bir çatı sistemi ile kapatılmıştır.
Taberna 1-A, 1-B ve 2 içerisinde ele geçen arkeolojik materyallerden, mekânların Geç Hellenistik- Erken Roma Dönemi’ne kadar inen bir geçmişinin olduğu, ancak en yoğun kullanımlarının M.S. 3. yy. olduğu söylenebilir. M.S. 3. yy. 2. yarısındaki bir depremle terkedilen tabernaların bazıları M.S. 4- 5. yy.’da da bir süre kullanılmıştır.
TİYATRO
Kültür ve Sanat faaliyetlerinin gerçekleştirildiği yapılardan olan Tiyatro bir poliste olması gereken önemli yapıların başında gelmektedir.