Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Buldan

Tarihçesi

Buldan'da ilk Türk hakimiyeti Afşin Beyin 1070 yılında Denizli ve havalisine akıncılarıyla beraber gelmesiyle başladı ve fetih 1215 yılında gerçekleşti. Buldan'ın fethinin, Denizli'nin fethinden 100 yıl sonra gerçekleşmesinin en büyük sebebi Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapılan bir anlaşma gereği Menderes Nehrinin sınır kabul edilmiş olmasıydı.

Bu anlaşmadan dolayı Türk Akıncıları Büyük Menderes Nehri'ne kadar geliyor ve buradan geri dönüyorlardı. 1149 yılında Serinhisar ilçesi sınırları içinde yeralan Kazıkbeli'nde yapılan ve tarihe Kazıkbeli Savaşı olarak geçen savaştan ve 1176 yılında Çivril İlçesi Gümüşsu Kasabası yakınlarında yapılan savaştan sonra Türkler Denizli ve çevresine hakim olmaya başladılar. 1195-1200 yılları arasında Çardak, Acıpayam, Çal, Çivril, Bekilli ilçeleri tamamen Türk hakimiyetine geçti.

Güney ilçesi 1211 yılında; Buldan'da 1215 yılında tamamen Türk'lerin eline geçti. Türk'ler Çağış Mevkiine gelerek burada Çarşamba-i Lazikiye adını verdikleri kasabayı kurdular. Kütahya ve Alaşehir tarihlerine bakıldığında Çarşamba-i Lazikiye adlı kasabayı kuranların, Selçuklu'lar tarafından Buldan ve yöresine gönderilen Türk aşiretleri olduğu; bölgeyi Türkleştirme amacıyla gönderildikleri anlaşılmaktadır. Çarşamba-i Lazikiye kasabası savunması zor bir yerleşim birimiydi. Sık sık saldırılara maruz kalıyordu. 1354 yılında Tripolis'te yaşanan depremden sonra Tripolis'te yaşayan Türklerle Çarşambalılar bugünkü Buldan ilçesine yerleşmişlerdir.

Beylikler döneminde merkezi Kütahya'da bulunan Germiyanoğlu Beyliğine bağlı bulunan Buldan 30 yıl bu Beylik tarafından idare edildikten sonra 1335 yılında Aydınoğulları Beyliği'ne; 1340 yılında ise İnançoğlu Beyliği'ne bağlanmıştır. 1368 yılında 2. Yakup Bey tarafından tekrar Germiyanoğlları Beyliğine bağlanan Buldan Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt ile Germiyanoğulları arasındaki savaş sonucu bir müddet Osmanlı Beyliği idaresinde kalmış Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki Ankara Savaşından sonra da Timur tarafından tekrar Germiyanoğlu Beyliği'ne verilmiştir. 1428 yılında Germiyanoğlu 2. Yakup Bey'in vasiyeti doğrultusunda Osmanlılara ilhak olan Germiyanoğulları Buldan'ın da Buldan ve yöresinin de Osmanlılar idaresine geçmesine sebep olmuştur. 1429  yılından 1923 yılına kadar Buldan ve yöresi Osmanlılar tarafından idare edilmiştir.

Buldan Adı

Buldan adı ile ilgili en eski kayıt 1530 yılında yazılmış olan Osmanlı Devleti zamanında tutulan muhasebe defteri (Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri)dir. Bu defterde Lazikiye (Denizli) Kütahya Livası içinde bir kaza olarak österilmektedir. Bu kazanın köylerinden biri Buladan köyüdür. Bu köy bugünkü Buldan şehridir. Bu kaynakta ayrıca Cihar Şenbe ve Çağış köyleri de sayılmaktadır. Ayrıca 1570 yılına ait Kütahya Livası Mufassal defterinde Denizli'nin köyleri arasında Buldan Baladan ismiyle anılmaktadır. Türk bilgini ve yazar Katip Çelebi Cihannüma adlı eserinde şehrin adını Buladan olarak vermektedir. Yine Türk gezgini Evliya Çelebi seyahatnamesinde Denizli'den söz ederken Cihar Şenbe adıyla Buldan'dan bahsetmiştir. Bazı eserlerde Buldan'ın diğer isminin Çarşamba-i Lazikiye olduğu belirtilmektedir. 19. yüzyıl sonlarına ait Aydın ili yıllıklarında ve Türk yazar ve dil uzmanı Şemsettin Sami'nin Kamusul Alam adlı eserinde Buldan adı verilmektedir. 1834 tarihli İngilizce bir kaynakta Buldan'ın adı Buladan olarak geçmektedir.

Yeri ve Konumu

Denizli'nin şirin ilçesi yeşil Buldan, gerek doğa güzelliği ve havası, gerekse dokuma ve el sanatları ile Ege'nin örülmeye değer bir ilçesidir. Buldan kuzeyden Uşak, batıda Manisa ve Aydın, kuzey ve doğuda Güney İlçesi, güneydoğuda Denizli merkez, güneyde ise Sarayköy ilçesi ile çevrili olup, 518 km² yüzölçümü ve 27 köyü ile görülmeye değer bir ilçedir. Batı Anadolu'nun her yöresinden Buldan'a ulaşım kolaydır. Denizli'ye 45 km olan Buldan'a İzmir'den Aydın üzerinden veya Alaşehir üzerinden kolayca gidilebilir. Buldan Akdeniz ve Ege Bölgesinin tüm turistik merkezlerine yakın olup, ulaşım sorunu yoktur. Buldan'ın denizden yüksekliği 690 mt olup, batısında 1150 mt yükseklikte süleymanlı Gölü ve yaylası orman içi dinlenme alanıyla görülmeğe değer bir doğa harikasıdır. Buldan'ın tarihi Batı Anadolu'da yaşayan uygarlıklarla bütünleşmiş bir görünüm arzeder. Tarihte kültürel ve el sanatlarındaki zenginliğiyle yörenin dokuma ve ticaret merkezi olmuştur. Dokumacılığı 12. yüzyıl öncesine kadar dayanır. Yörede ağırlıklı olarak Buldan bezi, havlu, bornoz, ham bez, Halep işi,masa örtüsü, yatak örtüsü, perdeye dönüştürülebilen bezler ve ipek işlemeler ev tekstili ürünleri üretilir. Buldan ve çevresinde belli bir orandada üzüm bağcılığı yapılmaktadır.

Coğrafik Yapı

Arazi engebelidir. 3 yanı dağlarla çevrilidir. Güney ve batısını Sazak dağları (Aydın) çevreler. Geleyli, Kumralı ve Karlık tepeleri vardır. İlçenin güneyinde Haydar ve Koçan sırtları; batısında toprakçı kaşı,; Topdamı Kayalıdökük; kuzeyinde Gümüşlükaya Tepeleri vardır. Doğuda alçalarak Yenice ovasına doğru uzanır. İlçenin doğusunda Yenice ovası ve Büyük Menderes akarsuyu vardır. İçme deresi, karadere, çayır deresi, kestanederesi önemli derelerdir. İlçeye yakın Derbent barajı sulama amaçlıdır ve Sarıgöl ovasını sular. Güneye yakın Adıgüzel Barajı hidroelektrik santralı vardır.Akdeniz iklimi ile kara iklimi arasında bir geçiş iklimi hüküm sürer. Orman yönünden zengindir. Fakat 1994 yılındaki orman yangını ile 2000 hektar orman yanmıştır. 2000 Temmuzunda ise Buldan ve Güney arasında meydana gelen yangında 1580 hektar daha orman yanmıştır. Ağaçlandırma çalışmalarına hızla devam edilmektedir. En çok kara çam, kızıl çam,meşe yaygındır. Ovada ve çevrede bağcılık yaygındır.

NÜFUS

İl/İlçe

2017 Nüfusu

2018 Nüfusu

Yıllık Nüfus Artış Hızı 2017 (‰)

Yıllık Nüfus Artış Hızı 2018 (‰)

 

    

Buldan

27.248

27.241

-0.32

-0.03

     

 

Buldan'da Ticaret, Sanayi ve Turizm

Buldan'da yerleşen Türk aşiretleri hayvancılığın yanısıra, ziraatle de uğraşmışlar. Aynı zamanda pamuk ve yünden çok sağlam giyim eşyaları dokumuşlar; dokumacılığa önem vermişlerdir. Buldan'da dokumacılık ve işlemecilik daha sonraları el sanatlarına dayalı olarak gelişmiş; yörenin ve ülkenin sayılı ticaret merkezi haline gelmiştir. Dokumalar kısa zamanda çevreye ün salmış olup, Osman Gazi'nin şalı, elbisesi, Genç Osman'ın gömleği; Barboros Hayrettin Paşa'nın şalı; Yıldırım Beyazıt'ın kızının gelinliğinin Buldan'da dokunması Buldan dokumalarının ününü yurt çapında yaygınlaştırmıştır. Buldan'da yoğun bir nüfus olduğu dikkati çeker. Güney'le beraber kazanın toplam nüfusunun 28 687 olması bunu göstermektedir. Bunlardan Buldan'ın o dönemlerde ülkenin dokuma ve ticaret merkezlerinden biri olduğunu açıkça anlaşılmaktadır. Buldan'da dokumacılığın ünü Osmanlı Döneminde duyulmuş; günümüzde de devam etmektedir. Buldan'da yapılan dokumaların boyası geleneksel olarak meşe palamudundan ve kök boyasından imal edilmekteydi. Günümüzde desenler günlerce süren emek ve çabaların sonucunda elle işlenmektedir. Bugünkü işlemeciliğin kökeni tamamen elle yapılan kasnak işlemeciliğine dayanır. Buldan'da dokumacılık hala evlerde yapılmakta, nostalji kokan ürünlerimize çağdaş teknoloji ürünlerinin yanında ayrı bir değer verilmektedir. Buldan ekonomisi dokuma ve tekstile dayalıdır. Yüzyıllar öncesinden gelen dokumacılık halkın en büyük gelir kaynağıdır. Osmanlı Dönemi Lonca sistemi ile ticari ciddiyet ve kalite korunmuştur. Günümüzde kendi kendine ayakta kalan dokumacılık devletin de desteği ile daha gelişecek; ihracata yönelerek iç ve dış pazarlar bularak, ülke ekonomisinde önemli rol oynayacaktır. Bu sebeple Buldan dışa açılmak zorundadır. İlki 8.9.10 Haziran 2001 de düzenlenen "Uluslararası Dokuma Kültür ve El Sanatları Festivali" heryıl Haziran ayının ilk haftasında yapılmaktadır. Bu tür Festival ve etkinliklerle Buldan halkı geleceğe umutla bakmaktadır. Ova kısımlarda pamuk, üzüm, incir, sebze ve tahıl yetiştirilir. Köylerde tütün ve sebze yetiştirilir. Alandız ve Kaşıkçı Yaylasında kiraz, kestane, ceviz; Yayla'da elma yetiştirilir.