Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

DENİZLİ

P N

Eski çağlarda " İndos Vadisi" olarak bilinen bölge, sırasıyla Hititler, İonlar,Akalar, Frigler, Lidyalılar, Persler Helenler ve Roma İmparatorlukları'nın egemenliği altında kalmıştır.1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya gelen göçmen Türk Boyları'ndan Oğuz Kafilesi'nin Avşar Oymağı'na bağlı Karaağaç Baba yönetimindeki bir kol Eşeler Dağı Eteği'ne (bugünkü Dodurgalar, Yazır, Kumavşarı, Darıveren Beldeleri ve çevresi), diğer kolu da Elmadağ eteğine(bugünkü Karahöyükafşarı, Yeşilyuva, Yatağan çevresi) yerleşmişlerdir.Merkezi Kütahya'da olan ve bugünkü Serinhisar İlçesi'ne sınır Germiyanoğulları Beyliği, bereketli Hamit Ovası'nı (Acıpayam Ovası) ele geçirmek amacıyla uzun süren savaşlar yapmışlardır.

Babadağ İlçesi, zamanın Oğuz Türklerinden bir yörük aşiretinin 1386 yılında şimdiki Babadağ'a üç kilometre uzaklıktaki Oğuzlar Köyüne yerleşmesi ile kurulmuştur. Daha sonra dört kilometre uzaklıktaki Yeniköy'e; oradan da şuandaki konumuna yerleşmişlerdir. İlk adı BEŞİKKAYA iken daha sonraları Sarayköy’de oturan Kadı'nın oturduğu yer anlamında KADIKÖY adını almıştır.Son olarak 1935 yılında ise İstanbul Kadıköy ile çok karıştırıldığından eteklerinde kurulduğu Babadağ'ın adını almıştır.

Bu günkü ilçenin kesin kuruluş tarihi bilinmemekle beraber, tahminen 1200 yıllarında Anadolu Selçuklu Devleti zamanında, Horasan Beylerinden Abdi Bey, oymağı ile Baklan ovasında ilk yerleşimi kurmuştur. İlçe yakınındaki Baklan höyük yerleşimine göre tarihi en az 5500 yıl öncesine dayanmaktadır. Baklan, Arapça'da “zahire” anlamına geldiğinden ovaya, Baklan denilmiştir.

Anadolu tarihine bakıldığında, Bekilli ve çevresinde sırasıyla Hititlerin Frigyalıların, Lidyalıların, Romalılar Bizanslılar Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyet kurdukları görülür. Kurtuluş Savaşı sırasında ilçenin bir bölümü Yunanlılarca işgal edilmişse de Büyük Taarruzla birlikte 31 Ağustos gecesi bölgemizden çekilerek Uşak'a doğru gerilemiştir. İlçe Osmanlılar zamanında ilk zamanlar Afyonkarahisar Sancağına bağlı bir köy iken, 1884 yılında İzmir İli'ne; daha sonra da Denizli'ye bağlanmıştır. 1910 yılında Bucak olarak uzun süre Çal ilçesine bağlı kalmış, 1987 tarihinde çıkartılan 3392 sayılı Kanun ile de ilçe statüsüne kavuşmuştur.

İlçe, tarım ve hayvancılığa elverişli arazi yapısı ile eski çağlardan itibaren yerleşime açık bir yöre olmuştur. Osmanlı Padişahlarından lll. Ahmet kızı Mihrişah Sultan a, Beyağaç ve havalisini çeyiz hediyesi olarak vermiş; buranın geliri ise Mihrişah Sultan tarafından Medine'ye vakfedilmiştir. Burası Osmanlılar döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Sazak köyüne bağlı mahalle iken, yakınına Sarıyer adı altında bir köy kurulmuş; daha sonra Sarıyer ile Eskere köyleri birleşerek Beyağaç adını almıştır.

Halk arasında 93 harbi diye bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus savaşı sırasında, Balkanlardan göç eden Türkler tarafından 1876 yılında Hambat ovasında kurulmuştur. Hambat adı Selçuklularca kurulan Han-Abat Kervansarayı'ndan gelmektedir. Kurulduğu yıldan 1955 yılına kadar köy statüsünde bulunan Bozkurt, 1955 yılında Bucak, 1956 yılında ise belediye olmuştur. 09.05.1990 tarihinde kabul edilen ve 20.05.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3644 sayılı kanun ile ilçe olmuştur.

Buldan'da ilk Türk hakimiyeti Afşin Beyin 1070 yılında Denizli ve havalisine akıncılarıyla beraber gelmesiyle başladı ve fetih 1215 yılında gerçekleşti. Buldan'ın fethinin, Denizli'nin fethinden 100 yıl sonra gerçekleşmesinin en büyük sebebi Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapılan bir anlaşma gereği Menderes Nehrinin sınır kabul edilmiş olmasıydı.

1071 Malazgirt Savaşı ndan sonra yöreye Selçuklu uç beyleri akınlar yapmaya başlamış; 1176 Miryakefalon Savaşı'ndan sonra da kesin olarak Türk Egemenliği altına girmiştir. 1862 yılında İzmir İline bağlı bir İlçe olarak teşkilatlanmış ve 1923 yılında Denizli İline bağlanmıştır. Bölgenin Türk hâkimiyetine girmesinden sonra yöreye yerleşen insanların demircilikle uğraşması nedeniyle Demirciköy olarak isimlendirilmiştir.

Çameli İlçesi Malazgirt savaşından sonra Anadolu'nun Türkleşmesi soncunda kurulmuş bir yerleşim merkezidir. Karamanoğulları'nın 1277 yılında Selçuklulara yenilmesi sonucunda bir kısım Karamanlıların batıya doğru göç ettikleri, bunların obalar halinde Batı Anadoluda değişik yerlere yerleşmiş oldukları sanılmaktadır. Burdur ve Denizli çevresinde rastlanan Karaman, Karamanlı gibi açıklamalar bu gerçeğe dayanır. Çameli İlçesinin bilinen ilk adı KARAMAN'dır. Cumhuriyet dönemine kadar Karaman Köyceğiz'e bağlıdır. Zamanla bazı esnafların Karaman'a yerleşmesi nüfusun çoğalmasını sağlamıştır. İlk mescit burada yapılmıştır. Çevreden Cuma namazı kılmak için buraya gelindiğinden zamanla ''CUMAYANI'' olarak adlandırılmıştır.

Çardak, Selçuklular zamanında bir uç kalesi olarak, Selçuklular'ın savunma merkezi olmuştur. İdari bölümün yeniden düzenlediği Cumhuriyet döneminde küçük bir köy olan Çardak sırası ile önce Dinar'a, Honaz'a ve daha sonra da Bozkurt Bucağı'na bağlı kalmıştır. 1 Nisan 1958 yılında köy iken aynı tarihte İlçe olarak Denizli İline bağlanmıştır.

Ayrıntılı incelenmemekle birlikte M.Ö. 3000 yıllarına kadar tarihi uzanmaktadır. Çivril'in çeşitli yerlerinde bu yıllara ait olduğu belirlenen “Arzava Beyliklerinin” bir çok eseri bulunmuştur. Bu tarihten sonra “Frigler, Lidyalılar, Selevki Krallığı ve Romalılar” görülür. Daha sonra Selçukluların Anadolu'ya yerleşmesiyle Çivril yöresinde Türk egemenliği oluşmuştur. Çivril de Belediye teşkilatı 1886 tarihinde kurulmuştur. Çivril 1910 yıllarında Afyon İline bağlı kaza iken 1925 yılında Denizli iline bağlı ilçe olmuştur.

Kesin kaynaklara dayanmamakla birlikte İlçemiz sınırları içerisinde M.Ö.2500-2000 yıllarından beri yerleşim olduğu sanılmaktadır. Yazılı kaynaklar Güney İlçesi sınırları içerisinde SALA adlı bir kentin olduğu ve Lidya ve Frigya zamanında 300 000 dolayında nüfus barındırdığını ifade etmektedir. Henüz kentin yeri saptanamamıştır. Helenistik zaman, Roma ve Bizans zamanında da yerleşim mevcuttur. Gerek Sala kentinin yerinin tespiti gerekse İlçemizin tarihi konusunda araştırmalarımız sürmektedir. Şu andaki bulgularımız Helenistik zamana kadar geriye götürülmüştür.

Honaz'ın tarihçesi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Verimli toprakları, ekonomik zenginlik gösteren iklimi, yer altı zenginlikleri, jeolojik yapısı; Honaz'ın diğer Ege toprakları gibi çok eski medeniyetlere ev sahipliği yapmasında en büyük etkendir. Ve yine Honaz'ın Frigia ile Karia bölgelerini ayırması, savunmaya elverişli bir konumda olması; bütün medeniyetlerin dikkatini Honaz'a çevirmesine neden olmuştur. Frigia, Lidya, Helenizm, Bergama, Roma, izans,Selçuklu, Osmanlı kültür ve tarihinin izlerini taşımaktadır. Türklerin Anadolu'ya gelişinden sonra Bizans ve Türkler arasında birkaç kez el değiştiren kent, 1207 yılından itibaren Türk egemenliğine geçmiştir.

İlçenin ilk adı olan "Tabas" incelendiğinde, Taba sözcüğünün kaya anlamına geldiği, kayalık bir tepe üzerinde kurulduğundan, bu adı aldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Tabae'nin bir başka adı Türklerle birlikte, Davas veya Tavas olarak günümüze kadar söylenip gelmiştir. İlçe ilk olarak antik Tabas kentinin harabeleri üzerine kurulmuştur. Bu şehir, iki surlu bir kaledir. Kaleden dolayı, Kale Davaz olarak bilinir. 1950 yılından sonra ise, sadece Kale denilmeye başlanmıştır.

Osmanlı Devletinde 2 Eylül 1858 tarihli İdari taksimata göre ülke; Eyalet, Kızılhisar'ın İlçe olması için 1950, 1963 ve 1984 yıllarında yapılan müracaatlar sonuçsuz kalmıştır. 1987 yılına kadar Acıpayam ilçesine bağlı kasaba olarak faaliyet gösteren Kızılhisar, 19.06.1987 tarih ve 3392 sayılı Kanunla 103 İlçe kurulmasıyla Kızılhisar da bunlarla birlikte “İlçe” olmuştur. Kızılhisar adı da “Serinhisar” olarak değiştirilerek, 02.09.1988 tarihinde İlçelik resmen törenle açılarak kurumlar süratle kurulmuştur.

Doğanın eşsiz güzelliklerinin tarihin derin izleri ile buluştuğu, kültürel değerlerin birbirinden renkli gelenek ve göreneklerle bir araya geldiği köklü ve kadim bir ilçedir Tavas. İlçe sınırları içerisinde bulunan höyük düzenindeki yerleşimlerden, bölgenin tarihinin Prehistorik Dönem'e kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Yine Tavas Ovası'nın çevresinde bulunan Tabea ve Heraclea yerleşimin Hellenistik Roma ve Bizans Dönemlerinde etkin bir şekilde sürdüğünü göstermektedir. Yöre, 12'inci ve 13'üncü yüzyıllarda Türkmenler'in Karia Bölgesi'ne yapmış olduğu akınlarla Türkleşmiştir.

Sarayköy ilçesinin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemesine rağmen, XlV. yüzyılın sonlarına doğru Türkmen aşiret Reisi Sarıbey tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Sarıbey'in kendi adı ile kurduğu köyün adı, daha sonraları çeşitli değişikliklere uğrayarak günümüzde Sarayköy'e dönüşmüştür1763 yılına kadar köy olan Sarayköy, bu tarihte Aydın iline bağlı bucak olmuştur. 1867 yılında Denizli livasının kazaya çevrilmesi üzerine, Denizli'ye bağlı bir nahiye olarak statüsünü korumuş, 26 Şubat 1882 yılında Denizli'nin sancak olması üzerine bu tarihten itibaren Denizli Sancağı'na bağlı bir kaza olmuştur.